Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 32,43 / Satış: 32,56
€ EURO → Alış: 34,63 / Satış: 34,77

AŞI GÜVENLİGİ

Mehmet Çardak
Mehmet Çardak
  • 09.12.2020
  • AŞI GÜVENLİGİ için yorumlar kapalı
  • 895 kez okundu

Mehmet Çardak

Araştırmacı / Yazar m-cardak@windowslive.com

Sevgili okurlarım! Sosyal medyada dolaşan bir paylaşımda, Libya eski lideri Muammer Kaddafi’nin 24 Eylül 2009 tarihinde Birleşmiş Milletlerde (BM) yaptığı tarihi konuşmadı, “…Kendileri virüs yaratacak, tüm dünyaya yayılmasını sağlayıp size aşısını-panzehrini satacaklar. Böylece kapitalist şirketler ve para baronları kazanç sağlayacak. Fakat önce çözüm bulmak zaman alacakmış gibi davranılacak ve herkes çözüm bulma çabasındaymış gibi davranacaklar. Oysa çözüm zaten kendi ellerinde…” dediği belirtiliyor.

Kaddafi, BM’lerde bunu söylememiş de olabilir. Sosyal medyada bu tür paylaşımlar daha çok bilgi kirliliğinden kaynaklanıyor. Bazı kişiler, kendi görüşlerini İlber Ortaylı’dan Fidel Castro’ya kadar birçok ünlünün dilinden yayıyorlar.

Ama bildiğimiz bir şey var: Sağlık sektörü kesinlikle temiz değil!Örneğin: Çevremizde ‘Şunu ye, bunu yeme…’ tarzı saçma sapan diyetler çıkarıp aslında kendi sağlık merkezlerine hasta çekmeye çalışan profesörler var. İlaç firmalarından para alıp, kendi bilimsel kimliğinin arkasında yanlış açıklamalar yapanlar var. Hasta sayısını artırmak için riskli kolesterol oranını düşük ilan edebilirler. Bunların hepsi mümkün ama virüsü yaymak mümkün değil. İşlerine yarayacağını bilseler onu da yaparlar ama işlerine yaramaz.

Bir defa aşı yapmak ABD veya Çin’in tekelinde değil. Yeterli fonu ayırırsa bunu her ülke yapabiliyor. Grip aşısını dünyada ilk yapan bizim ‘Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü’dür. 1931 yılında, ağız yoluyla alınan BCG Aşısı üretimine başlamıştır. Şimdi de ise, yeni aşının dağıtımında kapatarak yok ettikleri Hıfzısıhha Enstitüsü’nün hala duran altyapısı kullanılacakmış….

O nedenle, ‘virüs yapıp aşı satmak’ diye bir şey yok. Biyolojik silah olarak bile kullanılmaması konusunda uluslararası anlaşma var. Çünkü virüse adres veremezsiniz, yayılmaya başlayınca nereye gideceğine o karar verir.

Emperyalizm zaten bize her istediğini satabiliyor. Hiçbir besleyiciliği olmayan şekerinden rengine kadar her şeyi sentetik Coca-Cola’yı iftar sofralarının gereği haline getirmediler mi? Artık sudan çok Coca-Kola fabrikalarının kuyudan çekip renk, koku, şeker kattığı suları içiyoruz.

Emperyalizmin 20 trilyon dolarlık mal ticareti içinde bütün aşıyı ABD satsa bile çok büyük bir rakam tutmaz. Kaldı ki Bill Gates Vakfı gibi kuruluşlar yoksul ülkelere parasız aşı sağlamaya çalışıyor. Yani aşının bir kısmının parası emperyalistlerin cebinden çıkacak….

Virüs haberi ilk çıktığında eski asker bir komple teorisyeni, “…Bundan kim yararlanacak? Maskeyi kim üretiyor? 3M, o halde o yaptı…” gibi bir açıklama yapmıştı…

Halbuki tıbbi maskenin kumaşını dünyaya Çin satıyor, üretimi de merdiven altında yapılıyor. Şimdi de tutturmuşlar enjeksiyonla aşının içinde hepimize ‘çip’ takacaklarmış. Bunda da hedef: Bill Gates.

Aslında teknik olarak böyle bir şey imkânsız. Ayrıca bize çip taksalar da anlamlı bir sonuç alamazlar. Nano boyutta şırıngada görülmeyen boyuttu bir şeyle hiçbir şey yapamazlar. Test sonucu bilimsel bir dergide yayınlandıktan sonra her aşı güvenlidir. Sadece etkisi tartışılır.

Kaldı ki, hiçbir aşı yüzde 100 güvenilir, yüzde 100 etkin değildir. Ancak bir salgını kontrol altına almanın tek yolu, toplumun aşılanmasıdır. Toplumun en az yüzde 60-70’nin aşılanması sağlanmalıdır ki salgın önlenebilsin.

Ve bu haftaki yazımı Cennet Hatay’ın sevilen yazar/şairlerinden Necla Karataş’ın, yaşama dair en az Korona aşısı kadar etkili olduğuna yürekten inandığım aşağıdaki dizeleriyle noktalamak istiyorum:

“Biraz daha sabır, biraz daha inat.

Kapının arkasında bekleyen ölüm değil, hayat.

Kapının arkasında dünya cıvıl cıvıl.

Kalkacaksınız yatağınızdan, gideceksiniz.

Tuzun, ekmeğin, güneşin tadını

Yeni baştan keşfedeceksiniz..”

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ