Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 34,44 / Satış: 34,58
€ EURO → Alış: 35,96 / Satış: 36,10

Bağımsızlık ve Demokrasi

Mehmet Çardak
Mehmet Çardak
  • 31.08.2022
  • Bağımsızlık ve Demokrasi için yorumlar kapalı
  • 375 kez okundu

30 Ağustos Zaferi’nin 100. Yıldönümünde, Rize’nin fethinin 561’inci yılı etkinliklerinde konuşan eski Meclis Başkanı AKP’li İsmail Kahraman, “Şehirlerin kurtuluş yıldönümleri kutlanıyor. Kesinlikle karşıyım. 2 Mart’ta Rize kurtulmuş, kim diyor? Yok Erzurum şu Mart’ta. Şehirlerin düşman işgalinden kurtuluşu dolayısıyla kutlama yapılamaz. ‘Ben esirdim, esaretim bitti, ben köleydim’ diye ikrarda bulunulmaz. Bu küçüklük kompleksi verir, bu yanlıştır, böyle şeyler olmaz. İstanbul’un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş?  İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki…” diyor.

Bu söylemde alçakça niyet var! Bazı şehirlerimizin işgalden kurtuluş yıldönümlerinin kutlanması Siyasal İslamcı İsmail Kahraman’ı neden rahatsız ediyor? Cahil midir? Hain midir? Yoksa amacı Milli Mücadele’yi ve kahramanlarını yok saymak, unutturmak mıdır?

Adam bizim tarihçilerimize itibar etmiyor, bizzat cephede savaşanlara itibar etmiyor, şehitlikten utanmıyor. Savaşın parçası olan hiçbir Devlet;  ne İngiltere ne Fransa ne İtalya ne Yunanistan ‘kazandık, istediğimizi aldık, çektik gittik’ demiyor. Savaşı gözleyen hiçbir devlet;  ne ABD ne o dönem Rusya ‘Türkler kaybetti, işgalciler tek kurşun atmadan çekildiler’ demiyor. Ama İsmail kahraman diyor, bunlar diyor.

Kimse kusura bakmasın, bu zihniyet yalancıdır, iftiracıdır, ahlaksızdır. Dedesi şehit olmuş binlerce insana hakaret edecek kadar kendilerini kaybettiler. Acınası bir haldeler. İsmail Kahraman’ın gönlünün gerçekten de Milli Kurtuluş Mücadelesi verilirken kurşun sıkmayıp kaçanlardan yana olduğunu bilmeyen yok.  Bu zat 6. Filo’ya secde ederken de aynıydı, bu günde…

Tarihi Fesli Kadir’den öğrenen, 6. Filo’ya kıble diye namaz kılanların hazımsızlığı normaldir. Çatlasalar da patlasalar da bizler, şehirlerimizin kurtuluş yıldönümlerini coşkuyla kutlayarak, bu zihniyettekileri rahatsız etmeye devam edeceğiz.

Aslında Kanlı Pazar’daki rolü nedeniyle sağ cenahta ünlenen İsmail Kahraman,  daha önce de laiklik karşıtı açıklamalarıyla gündeme gelmişti. Ayrıca Anayasa’nın ilk dört maddesinin değiştirilebileceğini de söylemişti.  Adam, sadece laiklik karşıtı değil, açıktan din devleti istiyor!

Elbette ABD emperyalizmine uşaklığı 6. Filo’ya secde etmeye kadar vardıran birileri, Kuvayi Milliye’yi,  Müdafaa-i Hukuk’u ve 30 Ağustos’u anlayamazlar.

Ama kentleri bir bir işgalden kurtararak ilerleyen ve Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna uzanan Kurtuluş Savaşı’nın tarihsel anlamını ve yaşamsal değerini, akıl ve izan sahibi hiçbir namuslu insan yadsıyamaz.

Örneğin; ‘Gazi’, ‘Şanlı’, ‘Kahraman’ unvanlarıyla onurlandırılan kentlerimizde yaşayan yurttaşlarımız, kentlerin kurtuluşunun ne demek olduğunu unutamaz, bilmezden gelemez. Hiç değilse bu yurttaşlarımız, “tek kurşun atılmadı ve işgalciler kendiliğinden çekip gitti” diyerek 30 Ağustos Zafer’ini ve Kurtuluş Savaşını küçümseyenlerin yalanını yüzlerine çarpmalıdır.

Aksi hal, Sütçü İmam’ın, Karayılan’ın, Hasan Tahsin’in, toprağa düşen nice Mehmetçiğin inkârı olur. Böyle bir nankörlük ise, sadece siyasi zihniyeti yanında vicdanı ve ahlakı da sükût etmiş olanlara yakışır.

Hatırlatmakta fayda var: 30 Ağustos Zaferi, emperyalizme karşı kazanılmış en anlamlı zaferdir. 30 Ağustos, Türk Milletinin bağımsızlık ve özgürlüğe kavuştuğu gündür. Bağımsızlığın temelinin atıldığı o günün 100. Yılında,  amaçlanan demokrasinin hâlâ kurulamamış olması, bu zaferi kazanmış olan en başta Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları olmak üzere,  bu zaferi bize armağan eden tüm kahramanlarımıza karşı en büyük ayıbımız olsa gerek.

Bağımsız ve demokratik bir Türkiye’de yaşamak için bizden öncekiler hayatlarını verdiler, düşmanla göğüs göğüse mücadele ettiler ve bugünkü bağımsız Türkiye’yi kurdular. Bize düşen görev Türkiye’yi ikinci 100 yılda Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyeti, Demokrasiyle taçlandırmaktır.

Bizler, gelecek kuşaklara güzel bir Cumhuriyet, Demokrasisi gelişmiş bir Cumhuriyeti bırakmak zorundayız!

Mehmet Çardak

Araştırmacı Yazar

m-cardak@windowsileve.com

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ