BOP’UN ORTADOĞU OKULU

Antakya – Atayurt Gazetesi

Bir ülkede Basın, yazarlar ve aydınlar; öznesi olmayan – edilgen cümleler kullanmak zorunda kalıyorsa; bilimin ve sanatın – uygarlığa ve ülkeye ilişkin tüm dinamiklerin, Paradigma – değerler dizisinin anası; düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğü yok, tutsak demektir.

Eğer ülkeyi idare edenlerin ömürleri, ahlakları ve vicdanları kadar olsaydı; Cennetin, bu dünyada yaşanır olacağına da tanık olurduk.

En genel anlamıyla okul, eğitim yaşına gelmiş; felsefik adı Tabula Rasa – Boş Bir Levha – beyaz bir kâğıt gibi beyni tertemiz olan bir çocuğa; yaşama, geleceğe ve çağına dair çeşitli bilgilerin öğretildiği kurumdur.

Öğrenebilen ve yaşadıklarının kaydını bilinçlice belleğinde tutabilen, gerektiğinde anımsayabilen onuruyla doğan, tek canlı olan insan – çocuk; bütün bu insani niteliklerine uygun donatılarla eğitildiği – başkalarının da acılarını yüreğinde duyumsadığı zaman, insan olma yüceliğine ulaşmış olur.

Bu nedenle çağdaş eğitim amaçlı bir okul; çocuğu – öğrenciyi sosyolojik, fiziksel ve psikolojik sağlıklı bütünlük içinde; üretken, paylaşımcı, bilimden, sanattan yana… Üzerinde yaşadığı yurduna, içinde bulunduğu çağdaş değerler dünyasına ve insanlığa; Halkı ve insanlık için yararlı olmayı erek edindiren… Kendi Kendisiyle, toplumuyla, insanlıkla, doğayla barışık, uyumlu, mutlu… Bilimsel bilgi ile donatmayı, geliştirmeyi, yetiştirmeyi, yarınlara hazırlamayı amaçlar.

Fakat BOP’UN ülkemizdeki bu siyasi okulu, yukarıdaki okul anlayış ve amacından çok farklıdır: Öğretmenlerinin Ahlakı, vicdanı, utanma duygusu; insani ve ulusal değerleri olmayan Emperyalizmin bir siyasi proje okuludur: Bu görevi nedeniyle Küresel Emperyalizmin vahşi eğitim sisteminin yeni İslam’ın cihatçılık anlayış derslerini okutuyor. Kindarlık ve dindarlık yolunda insanı ve toplumu dönüştürme eğitimini uyguluyor.

Çocukları akıl temelli düşünme – mantıksal analiz – kıyaslama, ufuk ötesi hayal kurmak gibi donatılarla eğitmek, hazırlamak yerine; Onurlu doğan tek canlı insanın onurunu törpüler. Küçük yaşlardan itibaren biat kültürüyle eğitir. Emperyalizmin Siyonist Kabala temelli “NUR-U ZİYA” – Nur Tarikatı öğretili ve beslemeli – İslamiyet’te olmayan Tarikat ve Cemaatlere, ‘KUL’ yetiştirmeyi hedefleyen bir okuldur, bu okul.

Küresel Emperyalist sistemin gelecekte hedefleri yolunda kullanabileceği çocukları; sistemine tutsak, kul ve köle, kendi kardeşine, ailesine, halkına, ülkesine karşı düşmanlaştırarak eğiten FETÖ gibi bir siyasi proje okuludur.

Uygarlık, bilim ve teknoloji dedikleri değerleri kullanarak, yaptıkları gökdelenleri, burgu burgu eleyip un ettikleri dağların tünellerini, Sinagogları, Kiliseleri, Camileri; mazlum halkların etleri, kemikleri ve kanları üzerine inşa etmenin kulun görevi olduğunu öğreten bir siyasi okuldur, bu siyasi iktidar.

Kanlı terör örgütü FETÖ gibi kendilerini masum göstermek için de eğitimden sanatta, bilimden basına değin amaçlarına uygun yetiştirdikleri – eğittikleri ya da satın aldıkları Beyin Fahişeleri yetiştirme okuludur.

Emperyalizmin fabrikalarının bacalarını tüttürmek yolunda, başka ülkelerin topraklarındaki Siyah Cehennem Kanı (Petrol) ve enerji kaynaklarını ele geçirmek için; halkına senin saçın uzun, boyun kısa, şişmansın, Doğulusun – Batılısın, Beyazsın – Siyahsın diyerek ırkçılık, mezhepçilik benzinine kibrit çakan bir okul.

Çocuklara ulusal değerlerini, özgürlük ve bağımsızlık duygularını unutturuyorlar: Dilleri, kültürleri, mezhep ve etnik kimliklerinin temeline; kin, nefret, intikam, zulüm ekiyor; Onları çatıştırıp – birbirlerine boğazlatarak enerjilerini tüketiyorlar. Sözde insan Hakları, Hukuk diye diye en doğal Hukuk ve İnsan Haklarını bile yok ede ede biat eden bir kuşak eğitip, yetiştiriyorlar.

Testereyle kafa kesen, insan ciğeri yiyen, 2 Mehmetçiği benzin döküp canlı canlı yakan Selefizm – Vahabizm’in siyasallaştırılmış radikal İslam’ını… Neo-Liberal eğitim sistemiyle Kindar ve dindar bir gençliğin nasıl yetiştirileceğini… Yoksuldan alıp kendi yeşil sermayesine – taraftarlarına nasıl para aktarıldığını… Kanunu 191 kez değiştirerek yandaşa nasıl ihale verileceğini… Kamu mallarının nasıl talan edileceğini… Farklı kurumlardan nasıl çoklu maaş alınacağını öğreten okul…

Bir ülkenin nasıl işgal edilip, bin parçaya bölünebileceğini… Deli Dumrul’un köprüsü gibi halkın geçmediği köprülere, yollara nasıl para ödeneceğini… Kendisi gibi düşünmeyenlerin vatan haini olduğunu… Vahşeti, cinayeti, suç işlemeyi kahramanlık; savaşı – barış; ülkesini, halkını satmayı yurtseverlik… Aynı değerler uğruna şehit düşmüş, gazi olmuşların nasıl birbirinden ayrılacağını… 

Bop ’un Okulu, halka indirilmiş Kuran Dini ile uydurulmuş Hadisler Dinini… İşlenen günahlar için özel fetvalar çıkarılacağını… Haramın helal sayılabileceğini… Din – Ticaret –Siyaset – Tarikat, Mafya –  Haramilik düzeninin Mubah olduğunu… Yalan yanlış, kışkırtıcı, taşıttırıcı, zehirli yılandilinin nasıl kullanılacağını… Halkın ırkçılık ve mezhepçi damarının nasıl kaşınıp, kanatılacağını – Kangrene çevrileceğini… Bir partinin nasıl devlet olduğunu…

Kan gölüne çevirip, yaşanmaz kıldıkları ülkelerin çocuklarını; insana özgü bütün sevgilerden uzak, karamsar, umutsuz, çarpık kişilikli, ailesel ve ulusal kimliğinden soyutlanmış; ümmet kimliğiyle suç işleme eğiliminin yüksek psikozu içinde; mafyaya, tarikat ve cemaatlere nasıl potansiyel aday elaman yapıldığını öğreten bir okuldur.

Emperyalizmin Neo-Liberal eğitim sisteminin amacı, savaş vahşetinin ve kanın kanıksatıldığı ülkelerin çocuklarına: “Yaşadıklarınızı ve Hayallerinizi Anlatan Resimler Çizin, Öyküler Anlatın” dense… Büyük çoğunluğu gökyüzündeki yıldızların yerine; savaş uçaklarının başlarına yağdırdığı, yeri ve göğü cehenneme çeviren, her biri bin parçaya bölünerek ölüm kusan fosforlu bombaların, tankların, tüfeklerin, topların ve füzelerin parçalanmış bedenlerinin gözlerine işlenmiş resimlerini çizecek, yaşadıkları korkunç rüyalı öykülerini anlatacaklardır.

Bob’un siyasi okulu iktidarın Selefi – Vahabi – İhvan Aşkı; Kerem ile Aslı’nın, Leyle ile Mecnun’un aşkı gibi; gittikçe kronikleşmeye başlayan Araplara ve Arapçaya meftun olmuş,  onulmaz bir Kara Sevdaya tutulmuş bir okuldur siyasi iktidar.

Bilimden, sanattan, uygarlıktan yana olan herkes, iyi belleyin: BOP’un bu Okulu – Siyasi İktidar, Atatürk’ün Bize Tanrının bir armağanı olduğunu…

Çünkü demokrasiyi, Cumhuriyetin erdemlerini, bu toprakların nasıl yurt yapıldığını… En önemlisi de Atatürk’ten sonra, Atlar gibi ayakta uyumaktan – uyanmamız gerektiğini…100 yılda cumhuriyetin ne çok da hain beslediğini…

 “Mahsa Amini’nin” katledilmesiyle bir kadın direnişi olarak başlayan, Şah Döneminin bile özlemini çeken İran Halkının başlattığı; 3 aydır gittikçe genişleyen Mollaların Ortaçağ karanlığından kurtulmak yolunda verdiği özgürlük mücadelesinin kazanımı; Türkiye Cumhuriyeti gibi tüm Mezopotamya halklarının da kurtuluşuna meşale olacaktır.

Şimdilik İslam Dünyası Halifeliğini getirecek, küçük Osmanlıyı kurmanın esin kaynağı Rabia – İhvan saplantısının çöktüğünü… Şükürler olsun ki bir zamanlar zalim ve katil ilan edilenlerle yeniden “Kardeş” olunduğuna tanıklık ediyoruz.

Halil Yılmaz – Hıtmiye

Eğitimci – Şair – Yazar

www.hitmiye.com

Suha_6331@hotmail.com