DÜNÜNÜ İNKÂR EDENLER, YARINLARI KURAMAZLAR
Antakya – Atayurt Gazetesi
Başlık, İktidara gelişleriyle yeni bir tarih yazmaya yeltenenlerin yarattığı bütün olumsuz koşullara nasıl geldiğimizi, nereye doğru savrulduğumuzu – siyasi belirsizliğimizi özetliyor olsa da; kurtarıcı ve kurucu Atatürk, bu günleri görmüş gibi Türk Ulusuna bakın ne diyor: “Muhterem milletime tavsiyem odur ki, sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların (Yöneticiler) kanındaki ve vicdanındaki cevher-i asliyi (Yaradılış – Öz – Maya – Gen) çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an bile vazgeçmesin!” M. Kemal Atatürk”
Tarih, ulusların tarlasıdır. Yaşadıkları coğrafya – topraklar da yazgılarını belirler. Ulusların varlığını korumak, sürdürmek ve aklaştırmak için; yurt edindikleri topraklar uğruna döktükleri kanlarını, verdiği canlarını, çektiği acılarını hiçbir zaman unutmaz. Ancak Siz, Kendi ulusunuzun ve başka ulusların da tarihine ihanet etmediğiniz sürece; ektiğinizin – verdiğinizin kat kat fazlasını verir Size.
Fakat tarihi okumasını bilmeyenler… Asırlarca yaşadığımız ulusal yıkımların yarattığı acıların neden ve sonuçlarını sağlıklı değerlendireme yetisinin kıtlığı içinde olanlar, ondan ders çıkaramayan aklı evveller… Oturdukları koltukların, yaşadıkları toprakların kanlı tarihini inkâr edip, yeni tarih yazmaya kalkan kozmopolitler… Beyinleri, başka üst akıllara tutsak edilmiş; Cumhuriyete, kin ve intikam duyguları içinde eğitilmiş, öğretilmiş ve donatılmış proje görevlileri… Aymazlık ve sapkınlıklarına, kandırılmışlık maskesi takanlar!
Siz, Hepiniz, satılmış liberal kalemşörler, dönek solcu – yetmez ama evetçiler; emperyalizmin projecileriyle kol kola, omuz omuza; Menderes’le başlayan, Cevher-i aslisi – mayası bozuk Fetöcü / pdy Sabataister; ihanetin en dik alasına devam ede ede ülkeyi açlığa, yoksulluğa, yarınları belirsizliklerle dolu kurşun gibi ağır koşullara getirenler.
Şimdi ülke, Batı ve Arap dünyası tarafından kuşatılmış – ateş çemberi içinde, gözünüz aydın tüm Cumhuriyet düşmanları! Biz açıkgöz enayi, saf ve salak demokratlar, devrimci ve ülkücüler – Atatürkçüler; kuzular gibi kan uykularında uyurken; çakallar, tilkiler gibi hainler uyumamış. Varlığımızın geleceğini sağlayacak bütün maddi ve kültürel değerlerimize el koymuşlar ve hâlâ devam ediyorlar. Kuvayı Milliye koşullarından daha ağır ve daha kötü durumdayız. Hava puslu, karlı ve karanlık… Fırtına öncesi kahredici bir sessizlik…
İnsanlığın siyasi tarihinde, siyaset eden hiçbir bir yönetim: Hamurabi’den İskender’e, Firavunlardan Cengiz Han’a, Teoman’dan Fatih’e, Lenin’den Saddam’a, Musolini’ye, Franko’ya kadar hiç Biri; “Ben ülkemi pazarlamakla mükellefim (Görevli veya Mecbur Olmak)” dememiştir. Kan ve gözyaşı ile kazanılmış en stratejik ulusal değerlerini, denizini, ormanını – taşını toprağını yabancı ülkelere, dolarla satıp savurmamış. Halkını, Osmanlı Kapitülasyonlarından daha ağır koşullarda borçlandırmamıştır.
Sığ tarih bilgileriyle oksijeni bitmiş beyinleriyle Osmanlı sevdasına düşenler! İçi yılan, çıyan kaynayan İhvan endeksli İdeolojik dış politika yapanlar… Arap Dünyası Liderliğine – Halifeliğe soyunanlar… Uzak – yakın tarihi, dogmatik Arap Kültürü ‘Gözlüğüyle’ görenler! İçeride Cumhuriyeti boğazlamanın intikam sevdasına düşerken; Avrupa Kıtasının şımarık çocuğu Yunanistan, Avrupa Birliği adına 19. Adamızı da işgal etti.
Her aydının bildiği ve sır olmayan Kurtuluş Savaşı intikamını almaya çalışan, sözde stratejik ortağınız emperyalizmin silahlı gücü ABD, Suriye’nin kuzeyinde, Fırat’ın Doğusunda Kürt devleti kurdu. Siz de Fırat’ın Batısında, İhvan eyaleti – otonom rüyaları içindeyken; Dünyanın gözü önünde her şeyinizi Doğu Akdeniz, Libya, Suriye ve İdlip’te çarşafa doladınız.
Siz, memleketi yönetenler, siyaseten bittiğiniz – uyduracak yeni bir masalınız kalmadığı için; Bahçeli’nin Türkçülük, Perinçek’in de Avrasya kayığına bindiniz. Dünyaya egemen iki emperyalist blok: Bir tarafta ABD – Avrupa – Arap âlemi; diğer tarafta Avrasya (Rusya – Çin – Hindistan – İran) arasında, yön duygusunu kaybetmiş ve kapış kapış bir Türkiye…
İşlediğiniz bu günahları hiçbir ahlaki, dini, insani, vicdani Hukuk kantarı tartamaz, bunu çok iyi belleyesiniz.
Siyasi tarih aşın, ekmeğin, özgürlüğün, Hukukun ve bağımsızlığın olmadığı yerde; kargaşanın, çözülüşün, çöküşün ve yıkılışın başlayacağını yazagelmiştir. Fakat unutmayınız ki çok acılar çekmiş, yüksek nitelikli Anadolu halkı, bu yaşamsal değerlerine göz koyan yılan ve çıyanlara karşı koymuş ve koyacaktır.
2 bin beş yüz yıllık devlet ve ordu geleneği olan bu halkı, hiç Kimse; ortaçağ saplantılarıyla test etmeye kalkmasın. Bu halk, en karanlık koşullarında bile Kendi içinden Mustafa Kemal gibi bir cevher-i asliyi çıkarır. Atatürk’ün bıraktığı Cumhuriyet Harmanı, Cumhuriyet Şemsiyesi altındaki Herkese yeterdi. Bunu çok iyi bilen Batının vahşi kapitalistleri, 1950 Menderes iktidarıyla O’nun bereketli harmanına kargalar, ambarlarına fareler, fırınlarına hırsızlar – haremiler gibi üşüştü. Siz, yerli işbirlikçileriyle taşına, toprağına, denizine, ormanına, ovalarına, beden ve beyin gücü emeğine kan emici yarasalar gibi dadandılar.
Dünyayı her gün yeniden yaşanır kılan, beyin ve beden gücü emeğe saygı duyan… Yüzünü, yüreğini Hukuktan, demokrasiden, ahlaktan, insan haklarından ve çağdaş uygarlıktan yana dönmüş; insanı, yurdunu ve doğayı sevmeyi ibadet sayan her insanın ‘YENİ YILINI’ kutluyorum. SAYGILARIMLA.
Halil yılmaz HITMİYE
Eğtimci-Şair-Yazar