Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 38,57 / Satış: 38,72
€ EURO → Alış: 43,20 / Satış: 43,37

Ekranlar değil Basın karartılacak

Ekranlar değil Basın karartılacak
  • 13.07.2020
  • Ekranlar değil Basın karartılacak için yorumlar kapalı
  • 1.088 kez okundu

CHP kontenjanından seçilen RTÜK üyeleri Okan Konuralp ile İlhan Taşçı,  ekran karartmaları mahkemeye taşıyarak,  “Ekranlar değil basın karartılacak” iddiasında bulundular.

Cumhuriyet Gazetesinin haberine göre,  RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyeleri Okan Konuralp ile İlhan Taşcı, Üst Kurulun, Tele 1 ve Halk TV hakkında verdiği “5 gün ekran karartma” cezasının iptali istemiyle idare mahkemesine başvurdu.

Okan Konuralp ve İlhan Taşcı’nın İdare Mahkemesine verdikleri dilekçede, RTÜK Üyesi olarak, basın özgürlüğü ve düşüncenin yayılması özgürlüğünün güvence altına alınmasının görevleri arasında olduğunu vurgulayarak, “RTÜK’ün düzenleme görevi, özgür yayıncılık ortamını oluşturma, yayıncıların karşılaşacağı olası engelleri ortadan kaldırma ve haber alma hakkına tüm yurttaşların erişimini de kapsamaktadır. RTÜK’ün son kararı basın ve düşünce özgürlüğüne doğrudan müdahaledir” denildi.

CHP Kontenjanından seçilen üyeler Okan Konuralp ile İlhan Taşcı’nın avukatı Gökhan Tekşen, bugün nöbetçi idare mahkemesine başvurarak, RTÜK’ün Tele 1 ve Halk TV’nin ekranlarının karartılması kararının yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini istedi.

Ulusal ve uluslararası çok sayıda karara yer verilen dava dilekçesinde, RTÜK’ün devlet politikası ile hükümet politikası arasındaki ayrımları gözetmediğini, hükümete yönelik her türlü eleştirinin doğrudan doğruya devlete yönelikmiş gibi değerlendirilerek yaptırım kararları verdiği vurgulanarak, şu değerlendirme yapıldı:

“İktidar politikalarının eleştirilmesinin bağlamından kopartılarak, devlete yönelik bir saldırı/itham olarak yorumlanmaya başlanması, demokratik bir hukuk devleti açısından sorunludur. Zira, seçimle başa gelmiş bir iktidarın politikalarının eleştirilmekten vareste tutulması düşünülemez. Sonuçta bir siyasi parti olan iktidarın eleştirilmesi, devlete yönelik işlenmiş ‘suçlar’ kategorisinde değerlendirildiğinde karşımıza ‘parti devleti’ çıkartacaktır ki, bunun demokrasinin ve hukuk devleti ilkesinin ihlali anlamına geleceği son derece sakıncaları olacağı asıl bu nedenle ülkenin birlik ve bütünlüğünün tehlikeye düşeceği tarihsel olarak görülmüştür. Bir siyasi partide yaşanacak gelişmeler nasıl ki devlete atfedilemeyecekse, partiye yönelik eleştiriler de devlete yapılmış sayılamaz. Diğer türlü partide oluşacak bir ayrışma, bölünme, çatışma –ki mevcut iktidar partisi de bunları yaşamış içinden iki ayrı grup çıkmıştır şu ana kadar- devlette de yaşanacak anlamına mı gelecektir? Bu son derece tehlikeli bir bakış açısıdır. 

Gazetecilerin iktidarın dış politikasına yönelik eleştirilerinin, “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı olamaz” hükmünü ihlal ettiği değerlendirmesi zorlama, gazeteciliğin doğasına yönelik doğrudan doğruya müdahale, iktidar partisini devletle bir tutmaya dönük sakıncalı bir karardır.”

İfade özgürlüğünün yalnızca düşünce ve kanaatlerin içeriğini değil iletilme biçimlerini de koruma altına aldığına işaret edilen dilekçede, “İfade özgürlüğü, yalnızca iyi karşılanan ya da zararsız veya önemsiz olduğu düşünülen değil, aynı zamanda kırıcı, hoş karşılanmayan ya da kaygı uyandıran ‘bilgiler’ ya da ‘düşünceler’ için de geçerlidir. Çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirlilik bunu gerektirir ve bunlar olmaksızın ‘demokratik bir toplum’ olamaz” değerlendirmesine yer verildi.

Dilekçede, iktidarın eleştirilmesi nedeniyle ulusal düzeyde yayın yapan televizyon kanallarının 5 gün boyunca ekranlarının karartılmasının “yalnızca bu kanalın değil Türkiye’nin de geleceğinin karartılması” anlamına geleceği vurgulandı. Dilekçede, şu değerlendirmelere yer verildi:

“Doğrudan doğruya basın özgürlüğünü hedef alan, Türkiye’nin uluslararası saygınlığına gölge düşürecek, üçüncü sınıf ülkeler kategorisinde görülmesine neden olacak, kendi onayları dışındaki hususların yazılmasını, duyurulmasını istemeyen ülkeler benzeri basına karartma uygulayan bir anlayış, Türkiye’ye en büyük kötülüğü yapmış olacaktır. Eğer gazeteci ve televizyoncular yalnızca resmi görüşe yer verecek ve bu görüşü de hiçbir şekilde eleştiremeyecekse, şu an RTÜK’ün denetiminde olan 1700 radyo ve televizyonun varlığı anlamını yitirecektir. Eğer amaçlanan çok kanallı tek sesli Türkiye ise tüm televizyonların fişleri çekilir, lisansları iptal edilir ve şu an bu görevi yasasına aykırı bir şekilde sürdüren TRT yayınları üzerinden bu amaç gerçekleştirilir. Eğer beklenen; bu iktidarı sorgulayan, eleştiren, yeri geldiğinde yanlışlarını haberleştiren, doğruların izini sürerek özgür ve özgün yayıncılık yapmaya çalışan kanalların sesleri kısılarak, iktidar propagandası yapan kanallara izleyiciyi yöneltmekse bunun da bu çağın gelişmişliği, teknolojik gücü ve her türlü bilgiye, habere ulaşım kanallarının çokluğuyla gerçekleşmeyeceği aşikardır. Hal böyleyken sırf siyasal iktidarın politikalarını eleştirdiği için bir program nedeniyle, program bazında uygulanabilecek tedbirler yerine kanalın tüm yayınlarına karartma uygulanması hukukla, basın özgürlüğüyle açıklanamaz.

Haber alma hakkı basın özgürlüğünden, düşüncenin yayılmasından bağımsız düşünülemez, bir bütündür. Oluşan düşüncenin yayılması, toplumun da haber alması bir bütün olarak basın özgürlüğü anlamına gelecektir. Birisinin eksikliğiyle bu özgürlüğün sakatlanacağı açıktır.

Hem Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun dava konusu kararına muhalefet eden üyeler olarak ve hem de Sarı Basın Kartı sahibi gazeteciler olarak söz konusu işlemin iptali ve yürütülmesinin durdurulması talebiyle işbu davayı açmak zorunluğu doğmuştur. Zira RTÜK Üyeleri olarak basın özgürlüğü ve düşüncenin yayılması özgürlüğünün güvence altına alınması yasal görevimizdir. İfade özgürlüğünü ve düşüncenin yayılması özgürlüğünü güvence altına almak her RTÜK Üyesinin görevleri arasındadır. RTÜK’ün hem denetleme hem de düzenleme görevi vardır.  Düzenleme görevi, özgür yayıncılık ortamını oluşturma, yayıncıların karşılaşacağı olası engelleri ortadan kaldırma ve haber alma hakkına tüm yurttaşların erişimini de kapsamaktadır.

RTÜK’ün aldığı son karar,  hükümete dönük eleştirilerle devlete yönelik yapılan söylemler arasındaki ayrımı yapmadığı/yapamadığı eleştirilerini ve tespitlerini daha güçlü hale getirmiştir.”

Dilekçede, “Basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkına yönelik doğrudan doğruya karartma anlamına gelecek kararın uygulanmasıyla oluşacak telafisi güç sonuçların ortaya çıkmaması bakımından Üst Kurul kararının yürütmesinin durdurulmasını talep ederiz” denildi.

‘YARGI DENETİMİ ZORUNLULUKTUR’

Konuyla ilgili açıklama yapan RTÜK üyesi İlhan Taşçı, verilen cezaların halkın haber alma hakkına ciddi müdahale olduğunun altını çizerek, yargı denetimine dikkat çekti.  Taşçı şu ifadeleri kullandı:

“RTÜK son dönemde aldığı kararlarla basın ve düşünce özgürlüğü, ifadenin yayılması ve haber alma hakkına ilişkin dar bir bakış açısıyla hareket ettiğini göstermektedir.

RTÜK’ün son olarak TELE 1 ve Halk TV’ye verdiği 5’er günlük ekran karartma cezası; salt bu yayıncılara yönelik olarak değerlendirilemeyecek kadar önemlidir. Ulusal düzeyde yayın yapan televizyonların ekranlarının 5 gün boyunca ‘karartılması’ doğrudan doğruya basın ve düşünce özgürlüğü ile yurttaşların haber alma hakkına yönelik ciddi müdahale niteliğindedir. Dolayısıyla kararlara sadece bu durumdan etkilenen yayıncılar açısından bakılamaz.

Türkiye’nin özgürlüklere bakışını ve dünyadaki saygınlığında önemli bir parametre de olacak bu kararların mutlaka ama mutlaka Türk Milleti adına karar veren yargı denetiminden geçmesi bir zorunluluk haline gelmiştir.

Üst Kurul Üyesi olarak, görevlerimiz arasında basın özgürlüğü, düşünce ve düşüncenin yayılması özgürlüğünün sağlanmasının da yer alması nedeniyle 83 milyon yurttaşımız adına bu davayı açtık.

Mahkemelerin bu davaya Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında güvence altına alınan basın ve düşünce özgürlüğü çerçevesinde bakmasını umut ediyoruz.”

Okan Konuralp
İlhan Taşçı
HATAY EĞİTİM-İŞ’DEN 1 MAYIS MESAJI: ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞİ KARANLIKTA BIRAKILAMAZ!
Hatay Eğitim-İş 1 Nolu Şubesi Yönetim Kurulu yayınladığı; 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı mesajında, “Atatürk’ün Gençliği...
HATAY BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN GASTRONOMİ KONGRESİ’NE DESTEK
Türkiye’de gastronomi alanında bir ilk olan Deneyimsel Gastronomi Kongresi, Gastronomi Şehri Hatay’da 21 üniversiteden akademisyenlerin katılımıyla gerçekleştirildi. Hatay’ın yerel değerlerini...
HATAY’DA 19 MAYIS COŞKUSU
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Hatay Valiliği, Hatay Büyükşehir Belediyesi ile Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün organizasyonunda...
JANDARMA DOWN SENDROMLU FATMA’NIN HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ:  MİNİK YÜREKLERE BÜYÜK FORMA!
Jandarma Down Sendromlu Fatma’nın hayalinin gerçekleştirerek, büyük formasını giydirdi. Hatay Valiliği, “Minik Yüreklere Büyük Üniforma” başlığıyla yaptığı açıklamasında şu bilgileri...
HATAY VALİSİ MUSTAFA MASATLI,  19 MAYIS BAYRAMINI  YAYINLADIĞI MESAJLA KUTLADI
Hatay Valisi Mustafa Masatlı,  19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını yayınladığı mesajla kutladı. Hatay Valisi Mustafa Masatlı, mesajında...
<strong>HATAY MİLLETVEKİLİ NECMETTİN ÇALIŞKAN’DAN “EMEKLİ MAAŞLARINA ASGARİ ÜCRET ŞARTI GELSİN” TEKLİFİ</strong>
Saadet Partisi Hatay Milletvekili Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, emeklilerin geçim sıkıntısına dikkat çekerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne önemli bir Kanun...
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ TERÖR ÖRGÜTÜ PKK’NİN FESİHNAMESİNE  SERT TEPKİ GÖSTERDİ: TÜRK MİLLETİ’NE HAKARET EDEN BİR KÜSTAHLIK BELGESİDİR!
Atatürkçü Düşünce Derneği, terör örgütü PKK’nin fesihnamesini, bir hadsizlik manzumesi ve Türk  Türk Milleti’ne hakaret eden bir küstahlık belgesi olarak...
BERABERİZ DERNEĞİ BAŞKANI KÜBRA ÖZYURT, ANNESİNİ KAYBETTİĞİ DEPREMDE YAPTIĞI SUÇ DUYURUSUNA İLİŞKİN BİLİRKİŞİ RAPORUNUN LEHİNE GELDİĞİNİ BELİRTTİ: DEPREM’DE İHMALİ  BULUNAN KAMU GÖREVLİLERİNE  YARGILANMA YOLU AÇILDI!
Beraberiz Derneği Başkanı Kübra Özyurt, Antakya’da Annesini kaybettiği 6 Şubat Depremlerinde, ihmali görülen kamu görevlilerinin yargılanmalarına ilişkin yaptığı suç duyurusunun...
ARSUZ’DA YABANCI UYRUKLU KAÇAK   6 KİŞİ YAKALANDI
Hatay’n Arsuz ilçesinde, Türkiye’ye kaçak yolardan giren 6 yabancı uyruklu kişi yakalandı. Hatay Valiliğinden konuya ilişkin yapılan açıklamada,  Hatay Emniyet...
REYHANLI’DA HAKKINDA 10 YIL HAPİS CEZASI BULUNAN BİR KİŞİ ÇOK SAYIDA UYUŞTURUCU MADDE İLE YAKALANDI
Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde,  uyuşturucu ticaretinde hakkında 10 yıl hapis bulunan ve aranmakta olan bir kişi çok sayıda uyuşturucu madde ile...
ARSUZ’DA 3 AYRI CİNSEL SALDIRI OLAYINI GERÇEKLEŞTİREN BİR KİŞİ TUTUKLANDI
Hatay’ın Arsuz ilçesinde, 3 ayrı cinsel saldırı gerçekleştiren bir kişi çıkarıldığı adli mercilerce tutuklandı. Hatay Valiliğinden yapılan açıklamada,  14.05.2025 günü...
HASSA’DA DURDURULAN BİR ARAÇTA 11.226 KİLOGRAM METAMFETAMİN YAKALANDI
Hatay’ın Hassa ilçesinde, durdurulan 16 plakalı bir araçta, 11,226 kilogram metamfetamin ile 1 adet hassas terazi yakalandı. Hatay Valiliğinden verilen...
İSKENDERUN’DAKİ OTO YIKAMA VE OTO PARKLARA 5 KURUMDAN ORTAK OPERASYON!
Hatay’ın İskenderun ilçesindeki  oto yıkama ve oto parklara yönelik 5 kurum tarafından yapılan ortak operasyonda 10  işyeri denetlenirken, 90 kişinin...
ANTAKYA VE İSKENDERUN’DA 37 GÖÇMEN İLE 12 GÖÇME KAÇAKÇISI YAKALANDI
Hatay’ın Antakya ve İskenderun’da farklı 7 araç içerisinde Polis tarafından yapılan aramalarda, 37 Göçmen ile 12 Göçmen kaçakçısının yakalandığı bildirildi....
ANTAKYA BELEDİYE BAŞKANI İBRAHİM NACİ  YAPAR, ENGELLİLER HAFTASI NEDENİYLE DÜZENLENEN ETKİNLİĞE KATILDI
Antakya Belediye Başkanı İbrahim Naci Yapar, Anne Eli Kadın Kooperatifiyle birlikte, ‘Engelliler Haftası’ kapsamında düzenlenen programa katıldı. 100. Yıl Prefabrik...
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ