SEÇİM PEK YAKINDA…
Sevgili okurlarım;
“Cin şişeden çıktı… Deniz bitti… Yol duvara dayandı… İmam abdest tutamaz oldu… Çuval dipten açıldı… Uçkur koptu, don düştü…” deyimlerini kullanmayanımız olmamıştır…
Ülkede üretim kapısı tamamen kapandı, desek yeridir… Zira, samanı dahi Bulgaristan’da ithal eder olduk… Bir ülkede ithalata dayalı yaşam başlamışsa, deyim yerindeyse “Tarzan zorda” demektir…
İş bu raddeye gelmiş olmalı ki, kendine yetemez hale gelen ülkede, delik kapatmak için, elde kalmış ürünlere vergi salmanın dışında yapılacak bir şey kalmamış demektir…
Türkiye’de rezervlerin dip yapması, hukuka olan güvenin tamamen sarsılması, “Tek Adam Rejimi”nin ortak akıldan uzaklaşarak, tarımda, sanayide, teknolojide krizin baş göstermesi, bu nedenle içeride ve dışarıda yatırım ortamını kaybetmesi, hukuka olan güvenin kalmamasına dayalı olarak, yılbaşından itibaren 10 milyar dolar yabancı sermayenin daha ülkeyi terk etmesi, emanet Katar riyalinin dışında SWAP zeminin kalmaması; hülasa hazineye fare düşse kafası yarılır denilebilecek hale gelinmesi Devletin iflas vaziyetinde oluşunu kabak gibi ortaya koymakta… Yani iktidar, bu durumda, edilmiş borçların faizini bile ödeyemez noktaya gelmiş ve adeta önünü göremez olmuştur!!..
Halen millete pembe tablolar açıklamayı sürdüren AKP’nin pinokyoları, inandıracaklarını sanıyorlar…Ve halen ”Cinin şişeden çıktığını…Denizin bittiğini… Uçkurun koptuğunu “ gözden kaçırmaya çalışıyorlar…
Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli’nini; “Türkiye’nin, tüm Avrupa ülkelerinden daha fazla üretim yaptığını, ülkenin durumunun şahane olduğunu…” söyleyebiliyor olması… “Bu söylediklerim çok önemli… Yarın bugünden daha iyi olacak; sanayide, tarımda, ekonomide, döviz rezervi bakımından oldukça iyiyiz…. Finansal açıdan ifade etmek gerekirse; IMF’ye borç verecek derecede iyi noktadayız… Aya merdiven kuracağımıza dahi inanan vatandaşlar bunu görüyor…” diyebilen Hazine ve Maliye Bakanı Damat Berat Albayrak’ın, vatandaşı inandıracağını sanması “vahim ötesi” bir durum olsa gerek…
Çeşitli araştırma ve danışmanlık kuruluşlarının son verilerine göre,
Turizm geçen yıla oranla, %96 gerilediği…
İşsizlik oranı son dört aya göre, %20 daha artış gösterdiği…
Hane bazlı ekonomik kayıp, geçen yıla göre %40 daha gerilemiş olduğu…
Gelecek endişesi geçen yıla göre, %61 daha arttığı…
Eğitim sisteminde, geçen yıla oranla, %32 daha olumsuzluk yaşandığı…
Adalet sistemine vatandaşın güveni, %27’ye gerilediği… ayan beyan ortada iken, bunları yok saymak veya gizlemeye çalışmak nafile gayretten başka ne olabilir ki?!..
Aslında bu tabloya; “iflasın döküm özeti” de diyebiliriz…
Bir başka ifadeyle;
Türkiye’nin beşte bir büyüklüğündeki, Hollanda’nın, Türkiye’nin 5 kat daha fazla ihracat yaptığını dikkate aldığımızda; “Hep birlikte nurlu ufuklara hızla yükseliyoruz…” mavrasında ısrar edenlerin gerçeklerden ne denli uzaklaştıklarını daha net görmekteyiz…
Bayram öncesi, Recep Tayyip Erdoğan’ın; teşkilatına; “sahaya iniyoruz… Vatandaşa teker teker ulaşacağız ve onlara kendimizi tekrar anlatıp inandırmaya ve güvenlerini kazanmaya çalışacağız…”mealindeki genelgesi, sizleri bilemem ama, bana göre, “kulağa kar suyunun kaçtığı ve baskın seçimin kaçınılmaz hale geldiğini” belirtmek üzere ateşlenmiş “işaret fişeğini” çağrıştırmakta!!..
Ayrıca bir zamanlar Erdoğan tarafından altına zırhlı araç tahsis edilen ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye’den kaçıp, Almanya’da bir villaya yerleşen, orada da bazı FETÖ’cülerle temaslarını sürdüren, ayrıca Almanya’da 1400 işyerinin, otelin, kuruluşun ve Hollanda’da bir bankanın denetimiyle doğrudan ilgili olduğu ortaya çıkan FETÖ’cü firari eski savcısı Zekeriya Öz’ün, Türkiye’deki ve Almanya’daki konumuna baktığımızda, FETÖ’ye AKP’nin mi, yoksa CHP’nin ve İyi Parti’nin mi irtibatlı olduğu dikkate alındığında, muhalefete FETÖ’cü yaftalamasının tutmayacağı daha net görülmekte!?..
Hal böyle olunca her bakımdan elinde oyuncağı alınmış çocuğa dönmüş olan AKP’nin; 2023’e kadar, tabela partisi haline geleceği ortadayken; daha fazla bekleyeceğine ihtimal vermek, öngörüsüzlükten başka anlama gelmez!!.. Yani, belki yarın, belki de yarından da yakın bir zamanda baskın seçimin yapılacağı kesin gibi bir şey… Erdoğan’ın tabanına start vermesinin asıl nedeni de bundandır… İnanmak istemeyen inanmaz… Bizden hatırlatması…
Cin şişeden çıktı, tükendi deniz
Ve uçkur kopmuş ki, don belde durmaz
Kaybetme korkusu soldurmuş beniz
Ve ağaç kurumuş, kuş dalda durmaz
***
İmam abdestini tutamaz olmuş
Mebuslar nutkunu atamaz olmuş
Eyyamcı malını satamaz olmuş
Soyulan bir daha o yolda durmaz,
***
Fare dipten açmış dolu çuvalı
Kedi suskun bekler, duydu duyalı
Mebus seçmenini “saftan” sayalı
Nal atta dursa da, mıh nalda durmaz
***
Hükmü baki değil, hiçbir fermanın
Çare olmamışsa derde dermanın
Kıymetini bilmemişsen zamanın
Fırsat gelir geçer, hep elde durmaz