Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 34,41 / Satış: 34,55
€ EURO → Alış: 36,36 / Satış: 36,50

ŞEYHLERİN “ŞEYLERİ” :))!!??..

Ali Dal
Ali Dal
  • 18.11.2020
  • ŞEYHLERİN “ŞEYLERİ” :))!!??.. için yorumlar kapalı
  • 1.156 kez okundu

Sevgili okurlar;

Bilhassa yakın tarihimize baktığımızda; toplumda “şeyh, molla, hacı, hoca, tarikat ehli” olarak (?!) gösteren istismarcı güruh; mimli salâvatlarına ve secdelerine, hinli sakallarına ve saçlarına, cinli sarıkları ve sargılarına, sinsi safsatalarına ve şaklabanlıklarına (sübyancılık, bademcilik, din, muskacılık, üfürükçülük, zina vs.) rağmen, yedikleri ve yemekte oldukları enva çeşit herzelerini artırarak sürdüren bu sapkınların yaygınlaşması aklın ve havsalanın alacağı bir şey değil??!!..  

Meselenin en affedilmez, en ibretlik ve en düşündürücü yanı ise; bu lanetlik güruhun palazlanmasında ve tehlikeli boyutlara erişmesinde, dahili bedhahlar diyebileceğimiz “şahsi ikbalci” siyaset dinozorlarının cesaretlendirmekte olmalarıdır:))!!??..

Fırsatını bulduklarında; “uydurulmuş dini” maske yapıp inanç istismarına kalkışmaktan ve toplumu ortaçağın dipsiz karanlıklarına sürüklemekten geri durmayan güruhların olabileceğini bir asır önceden öngörmüş olan büyük deha, eşsiz devlet adamı, ferasetli vatanperver Gazi Mustafa Kemal Atatürk, neler mi yapmıştır? İnanç istismarına meydan vermemek üzere, “din ve devlet işlerini” yasal zemine oturtarak; “Şer’iye ve Evkaf Vekaleti’nin yerine, “İslâm Dininin İnançları, İbadet ve Ahlâk Esasları ile İlgili İşleri Yürütmek, din konusunda Toplumu Aydınlatmak ve İbadet Yerlerini Yönetmek Üzere 03 Mart 1924’de Diyanet İşleri Başkanlığını” teşekkül ettiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; bu hamlesi takdire şayan bir durum değil midir?

..Ve bilhassa Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; bu kurumun başına ilk Diyanet İşleri Başkanı olarak, milli meselelerde daima yanında yer alırken, temelden sarsılmış sarayın ferasetsiz idaresine baş kaldırmaktan dolayı halife padişah tarafından idama mahkûm edilen yurtsever, cesur, aydın ve bilge insan olan Eski Ankara Müftüsü Börekçizade Rıfat Efendi’yi atamış olması da bir o kadar isabetli olmuştur.

Yani Börekçizade Rıfat Efendi, Diyanet İşleri Başkanlığının; güven kaybettiği günümüzde düşürülmüş olduğu (siyasallaştırılmış Diyanet görünümü) nü, asla içine sindiremeyecek ve merdiven altı din tacirlerine fırsat vermeyecek bir değer idi.

Yani, Börekçizade Rıfat Efendi, günümüzde Diyanet İşleri Başkanlığında bulunmuş olsaydı, evvel emirde, 8 bakanlığın bütçesine denk olan 13 milyar TL.lik bütçenin, büyük bir kısmını çağdaş eğitime, istihdam sağlayıcı yatırımlara ve sağlığa aktarılmasını önererek milli söylemini bizatihi eyleme dönüştürürdü ve 120 bin personelli Diyanet’i içselleştirmezdi… Dahası “gayrimenkul yöneten kurum” olmak yerine, “İNDİRİLMİŞ DİN ESASLARINA GÖRE” hizmet veren bir teşkilat olmayı yeğlerdi…

Bilhassa da, çocuk istismarları başta olmak üzere, her türlü sapkınlıklara tevessül eden ve bu enva çeşit rezillikleri ise inanç maskesiyle (cemaat, tarikat, şeriat vs.) sürdüren “FETÖ REZALETİ” gibi “UŞŞAKİ TARİKATI” gibi yüzlerce mikrop güruhuna asla müsamaha etmezdi ve tereddütsüz icabına bakardı…

Dahası, 13 yaşındaki kız çocuğuna tasallutta bulunan, 8-10 yaşlarında erkek çocuğunu (kendi tabirleri ile) bademleyen, şeyh, kanaat önderi, ermiş ve şefaat ehli olarak görünüp, kadınların iffetini ve inancını kirletmekten geri durmayan  Sözde Uşşaki Tarikatı şeyhi bozuntusu Fatih Nurullah gibi, Aczmendi Ali Kalkancı ve Müslüm Gündüz gibi, ihanet odağı FETÖ laneti gibi yüzlerce, hatta binlerce zelil mahlûklar türemezdi!!..

Devasa mali güce erişen bu güruh yuvalarının, denetimlerinin halen yapılamamakta olması sizlerce de tuhaf ve muamma değil mi?!..

Bu ülke defalarca sapkınlıklar içeren kalkışmalar yaşamış olmasına rağmen; halen şefaat söylemli, gizemli, abartılı ve cennet vaatli motiflerle halka daha çabuk ulaşan,  “din yaftalı” istismar yuvalarının, hukuki çerçeve dahilinde zapturapt altına alamamış olması sizce de tuhaf ve düşündürücü değil mi?!..

Erki ellerinde bulunduran iktidar muhataplarına, bir kere daha soralım:

Hizmet adı altında, kontrol dışı sürdürülen yurtlarda, bu gibi izbe yerlerde daha kaç kız çocuğumuzun , kaç erkek çocuğumuzun ve ağlarına düşen kaç gencimizin mağdur edilmeleri gerekiyor?!..

Devletin en ücra noktalarına kadar sızan, ülkeyi her alanda sekteye uğratan yarasa suratlı bu ihanet ve istismar odaklarına bu fırsatı verenler, aynı ihanetin tarafları değil midir?!..

İktisaden, sosyal bakımdan, üretemez hale gelmiş olmak yönünden derin bir girdabın içinde debelenen bu ülkede; her alanda seferberlik ruhu ile gayret göstermek ve düzlüğe çıkmak gibi bir zorunluluğun gereğini yerine getirmek varken; “ŞEYHLERİN ŞEYLERİYLE” mesai harcayan toplum haline gelmiş olmak, bal gibi çaresizlik ve acze düşmektir!!..

Bu saatten sonra benim önerebileceğim nihai şey; “ŞEYHLERİN ŞEYLERİNİ” ilgililere havale etmek ve kendi canımızın derdine düşmektir:))!!??..

Sahi bu arada bir kere daha soralım: “DİYANET KURUMUNU” göreniniz var mı; Eğer göreniniz varsa, neler yapmakta olduğunu sıralar mısınız??!!..

****

Vatandaş ne bilsin “şeyhin şeyini”

Şeyh ile aynı don giymişe git sor

Kim yolak etmişse şeyhin evini

Birlikte herzeler yemişe git sor

***

“Şeyhteki o şeyi”  mübarek sayan

İbadet sanarak (?!) sevip, okşayan

Her kimse, şeyhinin sözüne uyan

Başını kalçadan (?!) eğmişe git sor

***

Kolay kolay inmez; binmişse sana

Şeyhi indirmek zor, kızmayın bana

 Çatal kazık tutan, her kimse ona

“Şeyhimsin, şahımsın“ demişe git sor

***

Sahte şeyhe uyup, girme şişeye

Kendine gel (!!), sıkışmadan köşeye

İki deyip, dört götüren (?!) o şeyhe

Her şeyini tutu vermişe git sor

Ali DAL

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ