Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 32,30 / Satış: 32,43
€ EURO → Alış: 34,42 / Satış: 34,56

ZAMAN GİBİ ÖLÜMSÜZ OLMAK

Atayurt Gazetesi
Atayurt Gazetesi
  • 03.09.2020
  • ZAMAN GİBİ ÖLÜMSÜZ OLMAK için yorumlar kapalı
  • 313 kez okundu

Halil Yılmaz HITMİYE

Eğitimci-Şair-Yazar

ZAMAN GİBİ ÖLÜMSÜZ OLMAK

Antakya – Atayurt Gazetesi

Her ne kadar MÖ 300 yılında; Büyük İskender’in komutanlarından Selecus Nicator tarafından kurulmuşsa da; “Semavi Dinlerin Kutsal Kenti Antakya” – Höyükler Ovası Amik; insanlığın 100 bin yıllık karanlık geçmişine ışık olan buluntuların – tarihi eserlerin harman olduğu bir yerleşim bölgesidir.

İnsanlık tarihinde, çok farklı halkların kültürlerinin mozaik ve heykelleriyle bezenen ve bir başka örneği olmayan nadide Kent Antakya…

Sayın İş insanı Necmi ASFUROĞLU, Kentimiz Antakya’nın tarihsel öneminin bilinciyle; Mitolojik ve Antik çağ tarihi uygarlıklarının buluntuları fışkıran bu kutsal topraklardan… Alın teri, göz nuru ile kazandığı artı değerleri; yüreğinin bütün zenginliğiyle yine bu Kente sunan – geri dönüşümünü Antakya’ya kazandırdığı bu görkemli anıt eser – Müze Otel (The Museum Hotel) karşısında, bir Şehirdaşı olarak gönendim ve Kendimi yazmaya borçlu hissetim.

 Bilge insan Hz. Ali “Öldükten sonra yaşamak istiyorsanız; ölmez bir eser bırakınız” der. Yine Bilge düşünür Mevlana, çağlar öncesinden insanlara şöyle seslenir: “Kamil odur ki, koya dünyada bir eser // Eseri olmayanın yerinde yeller eser.”

Üzerinde yaşadığımız Dünya Gezegenindeki maceramız – sonsuz akışı, tarihe çeviren insanın kendisidir.

Tarih denilen sonsuz zaman kavramı – akışı; insanların ve ulusların tarlasıdır. Her Kişi ve Ulus, tarih denilen tarlasına ne ekerse; insanlığa sunduğu o tarlanın ürünleriyle zamanın sonsuz akışı içinde ölümsüzleşir. Başka bir anlatımla zamanla bütünleşir, zaman kavramıyla tek bedende bir olur.

Yaşamayı sadece, midesi ile lavabo arasında görmeyen yüksek nitelikli kişilikler; bu dünyadan gelip geçtiğinin izini bırakırlar. ABD’li siyaset, diplomat ve devlet adamı Benjamin Franklin şöyle der: “Öldükten sonra unutulmak istemiyorsanız, ya okunmaya değer bir kitap yazın ya da yazılmaya değer işler başarın.”

Antakya’mızın değerli işadamlarından Necmi ASFUROĞLU da; tarihe not

düşmek, zaman kavramıyla tek bedende bir olmak – ölümsüzleşmek yolunda; “Semavi

Dinlerin Kutsal Kenti Antakya’ ya gönül bağlamış, örnek Hemşerilerimizden Biridir.

Sevgili Dostlarım Semir SUBARİ ve Hasan TUNÇER ile Müze Oteli gezmeye

gitmiştik. Sayın Asfuroğlu, çok yoğun olmasına karşın; otelin bir bölümünü Bizlerle

gezdi ve Bizi Semir SUBARİ Beye emanet ederek, son derece nazik ve nezih

davranışlarla Bizlerden ayrıldı.

Antakya Müze Otel (The Museum Hotel), 5 katmandan oluşan 13 farklı

uygarlığın; MS 4. yy Helenistik Dönemde (Büyük İskender Dönemi) yapıldığı

belirlenen; tarihi kazılarda şu ana kadar gün yüzüne çıkarılmış – tarihte bulunmuş en

büyük taban mozaiği üzerine kurulmuştur.

Zamana meydan okuyacak olan bu Anıt Eser – Antakya Müze Otel; akıl, emek,

bilim, teknoloji; alın teri, göz nuru artı değerlerin ortak ürünüdür. Ve Müze Otelin hangi

katının, hangi noktasından bakarsanız bakın; Size, 2 bin yıl öncesi – zaman tünelinde

yolculuk yaptıran bütün tarihi eserleri görebiliyorsunuz.

Antakya Müze Otel’in (The Museum Hotel) hemen karşısında; Kudüs’ten sonra,

Hıristiyan dünyasının 2. Hac yeri ve “Dünyanın ilk mağara kilisesi” olan St. Pierre

Kilisesi; Antakya Müze Otel’e 150 – 200 mt. yakın, “İnanç Turizmi” ne de dönük

tasarlanmıştır.

İnsanlık tarihinin yaşadığı – tüm zamanların en büyük depremi; 22 Mayıs 1960

tarihinde, 9.5 şiddetinde olan Şili depremidir.

Sayın ASFUROĞLU, Antakya’nın da deprem kenti olması kaygısının bilincinde olduğundan; dünyasal hiçbir hesap yapmadan, zamanla yarışacak bu oteli, 9 – 9.5 şiddetinde olası bir depreme karşı çelik konstrüksiyon ile inşa ettirmiş. 20 bin ton çelik kullanılmış, tüm odalar karkas çelikten yapılmıştır.

Antakya Mozaik Otel, bir blok inşaatta kullanılan en büyük çelik tonajlı konstrüksiyon – depreme dayanaklılık özelliği taşıyan otel ve yapıdır.

Otel ve müze girişleri birbirinden ayrı ve bağımsız konumlandırılmıştır.

Dünyanın en büyük mezarlığı ve “Açık Hava Müzesi” Anadolu’nun en Güneyinde; “Semavi Dinlerin Kutsal Kenti Antakya” da; işadamı Sayın Asfuroğlu, gün yüzüne çıkarılmış 2 bin yıllık insanlık mirası tarihi buluntuları – eserleri gözü gibi koruyarak – korutarak; tarih üzerine, tarihle yarışacak (Antakya Müze Otel) yeni bir tarih inşa etmiştir. Tıpkı sonsuzluğa akan Tanrılar Dağı – Nemrut Tümülüs’ünü yaptıran Kommagene Kralı 1. Antiochos… Adlarına Piramitler yapılan Keops ve Kefren…

Göbekli Tepe… Babil’in Asma Bahçeleri, Samandağ Kaya Mezarları ve Titüs Tüneli

gibi…

Ve önce insanların Kendi Mitolojik tanrılarını yapıp, yarattığı bu barış ve

kardeşlik Kentinde; çok sonralar Tanrı, “Semavi Dinlerin Kutsal Kenti Antakya” da,

Herkesi kardeş kıldı.

Tanrının insanları kardeş kıldığı “Semavi Dinlerin Kutsal Kenti Antakya’ya”;

zaman gibi ölümsüz olan bu Anıt Eseri – Müze Oteli kazandırdığı için; Şehirdaşı

olarak, varlığını bu Kente adamış Sayın Necmi Asforuğlu’nu kutluyorum.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ