SÖZCÜKLERİN BÜYÜLÜ DÜNYASI
- 28.01.2020
- SÖZCÜKLERİN BÜYÜLÜ DÜNYASI için yorumlar kapalı
- 623 kez okundu
Sözcük (Kelime), ilişkin olduğu dilde anlamı veya görevi bulunan, tek başına kullanılabilen ses veya sesler topluluğu ya da anlamlı ses veya ses birliği; söz, sözcük olarak tanımlansa da çok daha büyük ve büyülü görevi – işlevi vardır sözcüklerin.
Ne de olsa sözcüktür deyip geçemeyiz. Sözcükler Bizim geleceğimiz, yarınlardaki çağdaş, uygar; akademik – aydın bilim insanı kuşaklarımızın yetişmesinin ilk adımı, temel taşıdır.
Çağdaş ve uygarlık güvencemiz, gelecek kuşaklarımız çocuklarımızın çağa uyum sağlamaları; Kendi dillerinin anlamını bildikleri sözcük sayısıyla doğru orantılıdır.
Ülkemizde, kültür düzeyi en yüksek ailelerin bile çocukları; ilkokula, en çok 1000 – 1200 Türkçe sözcüğün anlamını – kavramını bilerek başlıyor.Bu sayı, gelişmiş Japonya, ingiltere ve Avrupa ülkelerindeki çocuklarda 20 – 22 bin sözcüktür.
Bir çocuğun okuduğunu anlaması, anlamını bildiği sözcük sayısına bağlıdır. Çocukların Kendi dilinin söz varlığını – zenginliğini bilmesi; yarınlardaki akademik başarılarının – çağdaş bilim insanı olmasının temel taşını oluşturmaktadır.
Kendi dilindeki nesnel – somut varlıkları anlatan sözcüklerin çok ötesinde;asıl önemli olan, öğrenmesi gereken sözcüklerin soyut anlamlı kavramlarıdır. Çocuğun sözcüklerin soyut kavramlarını öğrenmesi, dilimize ilişkin sözcük dağarcığının varsıllığı ile doğrudan bağlantılıdır.
Başka bir anlatımla yarınlarımızı kuracak – emanet edeceğimiz kuşaklarımızın başarısı, çok sayıda sözcüğün nesnel ve soyut anlamını bilmesine bağlıdır.
“Su akar güldür, güldür // Yarin kucağı dolu güldür // Ne olur Yüce Tanrım // Bir gün bizi de güldür.” Anonim
Bu dizlerde “Güldür” sözcüğü: 1. Dizede akmak – çağlamak (Somut);2. Dizede çiçek (Somut); 3. Dizede ise, mutlu olmak – sevinmek (Soyut) anlamlarda kullanılmıştır.
Bir dilin asıl zenginliği, o dildeki sözcük sayısı ve soyut kavramlı sözcüklerin kullanılabilir işlevde… Yurttaşlarının düşünebildiği somut ve soyut kavramların tümünü anlatabilecek sayıda – zenginlikte olmasında… Aynı sözcüğün değişik (Temel, Yan, Mecaz, Deyim) gibi çok anlamlı kullanılabilir olmasından geçer.
Çocuk, öğrendiği somut anlamlı sözcükleri, düşüncesine, soyut anlamlarıyla da yansıttığı – kullanabildiği oranda insanlaşma düzeyi gelişecek, genişleyecek, düşünmeyi öğrendiği zaman bilimsel bilgiye ulaşacak ve çağının çok ilerisini kurgulayacaktır.
Örneğin “Güzel Kadın” söylemi somut, geçici ve “Kadın” ölümlü; “Güzellik” kavramı ise, soyut – değişken ve sonsuzdur. İşte, çocuk somut kavramlı sözcüklerden, soyut kavram oluşturduğu zaman yarınların mutlu insanlığını kurma yolunda ilk adımını atmış olacaktır.
Başka bir anlatımla geleceği kuracak kuşaklar, nesnel ve soyut kavramlı sözcüklerin; birbirinin varlığının öbürüne bağımlı olduğu gerçeğini öğrendiği zaman, düşsel – bilimsel düşünme dünyasının kapılarını aralayacaktır.Örneğin insan soyunun sürekliliğinin kadın ve erkeğin birlikte varoluşlarına bağlı olması gibi…
İnsan beyni de evren gibi sınırsızdır. Öğrendiği somut ve soyut sözcükler ölçüsünde genişler ve bildiği sözcük sayısı kadar düşünebilir, kurgular ve düşsel dünyalar kurar. Çünkü “Öğrenmek, düşünmeyi düşünebilmek; düşünmeyi öğrenebilmektir.” H.Y.Hıtmiye
Çocuklar aklı, mantığı ve bilimi yok sayan eğitimden geçiyor. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim ve öğretimin suyunu çıkardı. Eğitim ve öğretim, “Kıyamet İşleri Başkanlığına” – tarikat ve cemaatlere devredildi.
Bu tarikat ve cemaatler de emperyalizmin işbirlikçisi Yahudi Suud Sülalesinin Vahabi – Selefi Mezhebinin Ortaçağ karanlık anlayışını – hurafeleriçocuklarımıza, sözde “DİN” diye öğretiyor. Ahlakın, aklın, mantığın ve bilimin yok sayıldığı böyle bir dini inanç yoktur. Çocuklarımızın taptaze, henüz filizlenen körpecik beyinleri; “Demir Çerçeve” içine alınıyor, “Ortaçağ Prangalarına” tutsak ediliyor. Arap kültürü öğretiliyor, Araplaştırılıyor. Yarının kuşakları Arap gibi düşünecek. Sormayacak, sorgulamayacak ve biat edecek.
Yarının aydınlık Türkiye’sini kuracak; idealist – büyük düşünen, ufku – beyni – düşünme yeteneği; evren gibisürekli genişleyen ve zenginleşen çocuklar yetiştirmek istiyorsak:
Çocuklarınıza arı, duru bir Türkçe ile yazılmış; hurafeler anlatmayan masallar, öyküler, romanlar… Bilim ve teknolojinin çocuğu “Bilim – kurgu” yapıtları okutun. Okuduğu yapıtların haksızlığa uğrayan ve mazlum olan kahramanlarıyla birlikte acı çeksin. Okuduklarından, haklının yanında; haksızın karşısında yer almayı,ahlaklı insan olmayı öğrensin. Acı çeksin ki yaşayacakları acılara hazırlıklı olsun. Yüreği, beyni, düşleri zenginleşirken; dilinin sözcüklerini öğrensin ve sözcük dağarcığı genişlesin.
Unutmayalım ki İnsan, bildiği sözcük sayısı kadar düşünebilir.
- SÜMER UYGARLIĞININ ACI SONU- YIKILIŞI - 27 Kasım 2023
- ORTADOĞU’DA SON TANGO - 22 Ekim 2023
- TÜRKİYE’YE ÖZGÜ BİR REJİM: BONAPARTİZM - 18 Temmuz 2023
- HATAY ÜZERİNE KİRLİ OYUNLAR - 6 Temmuz 2023
- ÖLÜMSÜZ MESLEK: YALAKALIK - 31 Ocak 2023
- ÜRETİM, PAYLAŞIM ve DÜNYA DÜZENİ - 27 Ocak 2023
- TARİKATLAR BATAKLIĞINDA BİR ÜLKE: TÜRKİYE - 20 Aralık 2022
- “KISA DALGA HATIRALAR” YAPITI ÜZERİNE - 8 Aralık 2022
- ORTADOĞU’DA ELEŞTİRİ VE ÖZELEŞTİRİ - 2 Aralık 2022
- BOP’UN ORTADOĞU OKULU - 23 Kasım 2022